Öncelikle şunu söyleyim ki ömrümde gördüğüm ikinci böceğin sahibiyim.İlk defa böcek gördüğümde
önce bir şeye benzetememiştim.Ön tarafı dümdüz inen, kapısı
olmayan tuhaf görünüşlü bir arabaydı benim için.Çok kullanışlı bir araç olarak görünmüyordu.
Garip bir şeydi işte. Ama o arabayı hala hatırlıyorum.
Dediğim
gibi ikinci gördüğüm böceğin sahibiyim ve bundan da keyif duyuyorum.
Anadol’lara kendimi bildim bileli ilgi duymuşumdur.
İki
yıl önce tesadüfen öğle yemeğimi bitirmiş gazetenin ilanlar kısmına bakıyordum “
Satılık Anadol Böcek” ilanını görünce inanamadım.Önce yanlış verilmiş olduğunu
düşündüm sonra hemen numarayı çevirdim.Gerçektende satılan araç bir böcekti. Hemen işyerinden izini koparıp
soluğu böceğin yanında aldım.Sahibi telefonda pazarlık olmadan 1000 Dolar istemişti.Batıkent
dolaylarında bir benzin istasyonunda buştuk.Böceğin durumu gerçekten korkunçtu.Yan tarafları saç ve profil
boru ile kapatılmış, ön panjur değişmiş, içinden kablolar sarkıyordu.Uzun pazarlıklar
sonucu sahibini 950 dolara ikna edip kaporasının bıraktım ve ertesi gün görüşmek için sözleştik.Araştırdığım
kadarıyla Böcek önce Samsunda yaşayan birine satılmış.Bir dönem Antalyada kiralık olarak çalışmış.Sonrada
İstanbula gitmiş.Ama artık son sahibinin elinde restorasyonun tamamlanmasını bekliyor.